SION ERKEKLERİNDEN BİRİ

Gençlerin duygularına ayna tutan son yılların favori müzik grubu Pinhani’ nin bateristi bir Notre Dame de Sion mezunu. Üstelik Sion’ un ilk mezunlarından: Hami Ünlü

Uzun zamandır müzik dünyasının içinde olsalar da bir araya gelmelerinin üzerinden yalnızca üç yıl geçti. Sadece gençlerin değil herkesin parçalarında kendine dair bir şeyler bulduğu Pinhani’nin bateristi Hami Ünlü, Sion’dan 2004 yılında mezun olan ilk erkeklerden..

İşte Hami’nin Pinhani yolculuğu…

Müzik gerçekten de tutku işi. Bu işe nasıl, ne zaman başladın? Derslerini ve müzik çalışmalarını nasıl dengeledin? Ne gibi zorluklarla karşılaştın?

Davul çalmaya 2000 senesinde Tünel’deki davul okulu Drumclub’ta ders alarak başladım. Hâlâ da uğrak mekanım ve bilgi yuvalarımın en değerlisidir. Benim müziğe başlamam çok klasik bir gençlik özenmesinden ibaret; ortaokuldan beri beraber olduğum çok yakın iki arkadaşımla birlikte grup kurmak istedik ve bana da davul çalmak düştü. Daha sonra bir şekilde aldı başını yürüdü ve şimdi müziğe göre yaşıyorum diyebilirim.

Bu işe başlamadan önce (ki ilk zamanlarda sadece hobiydi) ders ve müzik ikilisini yürütebilir miyim sorusu benim de biraz kafamı kurcalamıştı, fakat zamanla işleyen demir örneğindeki gibi, kafamı birden fazla işle meşgul ederken sadece fiziksel olarak yorulduğumu ama hiçbirinde performansımın düşmediğini fark ettim.

Fakat müzik daha fazla cezbediyor beni. Ayrıca ikisini birden yürütebilme işi, belli bir dönemde yaşanan bir olay, bir noktadan sonra hayatta bir alan seçmiş olmak ve üstüne gidiyor olmak gerekiyor. Bu da işin zor tarafı işte seçim yapmak zamanı geldiğinde.

Pinhani ile tanışman nasıl oldu ? Pinhani’nin müzik görüşü ve amacı tam olarak nedir?

Pinhani’ye 2006 yılının Mayıs ayında dahil oldum. Liseden bir arkadaşımın erkek arkadaşının grubuna misafir olarak bir müzik yarışmasında eşlik ettim. Sinan da benimle o grupta (Delizia) çalan arkadaşları vasıtasıyla iletişime geçti. Daha sonra da epey büyüdü Pinhani ailesi bu tarz ilişkilerle. Şu an bize eşlik etmiş ve halen de eden birçok profesyonel ve amatör müzisyen var.

Bu tanışma hikayesinden yola çıkarak müzik görüşümüzü şu şekilde özetleyebilirim; biz alışılmışın aksine kulaktan kulağa büyüyen ve yaş dağılımını (madem iktisatçıyız) darmaduman olan bir kitle edinmek istiyoruz. Şimdiye kadar da bunu kendimizce başarmış sayılırız. Tabii daha katedilecek çok yol var hem bireysel hem de grup olarak.

Notre Dame de Sion’da ilk erkek mezunlardan olmak kendini sana farklı hissettiriyor mu?

Aslında benim için çok garip bir durum değil. Genellikle bulunduğum ortamlarda bu konu açıldığında hep aynı cümleler kullanılıyor ve ben de aynı yanıtı veriyorum: “Evet evet, okula ilk giren erkeklerdenim; 600 kız 30 erkek,” ve sonrasında gülüşmeler…

Neler yaşattı bu durum sana okulda?

Bu durum Notre Dame de Sion tarihinde de sorunlar yarattı aslında. Hocaların bizimle anlaşabilmesi için belirli bir süre gerekti. Kızlar hep daha anlayışlıydı ama bizim ergenlik çağında bazı şeylere evet dememiz çok da kolay olmadı. Benim en büyük sıkıntım okulumuzun müziğe olan ilgisizliğiydi. Gereken desteği görememekti. Ama bu son yıllarda okuldan aldığım haberler hayli sevindirici: Caz konserleri ve piyano resitallerinin yenilenen Grande Salle’de veriliyor olması beni memnun ediyor.

Sion’un ilk erkek müzisyen mezunlarından da birisin… Bu durum okulda nasıl karşılandı?

Müzisyenliğimin profesyonelliği (bu işten para kazanan) üniversite ha-yatımda başlamış olsa da, Sion mezunu bir müzisyen olduğumu tabii yakın çevrem dışında fazla bilen yoktur diye tahmin ediyorum. Bunun sebebi de okulumun müzisyen yetiştirmemesi elbette. Fakat sadece kendi dönemimden bahsedecek olursam; ben Sion’da okurken müzik adına bir şeyler yapmak zordu. Hakkını yeme-den de geçemem; dönemin müdürü M. Tampigny beni ve arkadaşlarımı maddi manevi ciddi anlamda desteklemişti. Tabii tek bir kişinin özverisi yeterli olmadı, o ayrı mesele. En azından başlangıç olmuştur diye umuyorum.Tüm bunları anlatmamın nedeni de şu: benim o okuldan sonra müzikle alakalı bir iş veya hobi edinmiş olduğum mevcut ortam dolayısıy-la pek duyulmadı. Okuldan tanıdıklarım az çok beni bildikleri için manevi destek vererek hep yanımda oldular. Bir dönem müzik öğretmenliği yapmış olan Ayşe Hoca için benim şu anki durumum beklenen bir şeydi tabii. Ona da M.Tampigny gibi sizin aracılığınızla teşekkür etmek isterim.

 

Pin It on Pinterest

Lütfen sayfayı yenileyiniz.