Soeur Myriane’ ın Ardından

Yaz başında kaybettiğimiz değerli öğretmenimiz Sr Myriane için yolladığınız yazılardan bazılarını sizlerle paylaşmak istiyoruz:

(NDS 80) Mehtap (Dağcıoğlu) Ünan

Haberi şimdi gördüm ve içimden şöyle dedim: “Maintenant elle sait!” Jean Gabin öldüğünde, o sabah ilk ders Sr. Myriane’ındı. Sınıfımızdan ayrı bir odada bol sohbet ve renkli panolarla ders yapardı. O gün, zamanın koşullarında temin edebildiği eski pikapta bize “Maintenant Je Sais”yi dinlettikten sonra şöyle demişti: “Maintenant il sait”. Ensesinde kıvırıp topuz yaptığı birazı ağarmış düz uzun saçları, iri cüssesi, kalın çerçeveli gözlükleri ve öğrenciler arasında 2. Dünya Savaşı’nda donduğu için kesildiği fısıldanan ayak parmakları yüzünden ayağından hiç çıkarmadığı küçük potinleri hâlâ gözümün önünde. Mitolojiyi onunla sevdim.. Truva’dan ve ülkemizde kazılarla ortaya çıkan üst üste kurulmuş uygarlıklardan bahsederken bu toprakları bizden iyi tanıdığını ve çok sevdiğini düşünürdüm.Eğitimimizi sonuna kadar tamamlamamızı ve sonra mutlaka çalışıp hayatımızı kazanmamızı – annemizden bile daha büyük bir ısrarla – öğütlerdi. Durumuna pek uygun düşmese de hayatımda tanıdığım ilk gerçek feminist O’ydu.

(NDS 76) Elda Yerushalmi

Cenneti bize açtığı ufuklar gibi sonsuz olsun.

Bir çoğumuz üstünde çok emeği geçmiş sevgili bir varlığı kaybettik. Sr Myriane’ı hayatımın sonuna kadar unutmayacağım. 6. sınıfı bitirip yurt dışında geçen bir seneden sonra 7. sınıfı okumadan beni 8. sınıfa denemeli kabul ettikleri sene, beni bu işi başaracağıma inandırmak için destek olmuş, saatlerce dertlerimi dinlemiş bir ablaydı; hakiki bir soeur… ve bu işi becerdik. Nur içinde yatsın. Olduğu yerden o bitmeyen enerjisiyle insanlara yardım etmeye devam edeceğine eminim…

Au revoir Chère Sr Myriane…

(NDS 79) Gülay Tunç

Ne gerçek eğitimciler ne de gerçek devlet adamları kaldı! Soeur Myriane’dan hatırladığım bir cümle var: “Ne vous en-fermez pas dans votre égo!” Nurlar içinde yatsın.

Mekânı cennettir eminim.

(NDS 83) Prof. Dr. Arzu Öztürkmen

Lale Hanımdan her vefat mail’i geldiğinde yüreğim hop eder. Belki de bu gece gibi bir gece için.

Soeur Myriane Dame de Sion’un eski geleneğinin son kuşağı, dünyanın en müstesna insanıydı. Onun emekli olduğu sene biz de 8. sınıfı bitirmiştik, hepimiz bir şeye veda ediyorduk. Lise yıllarında uzun bir dönem onun odasının olduğu üst kata çıkamadım. Bizim zamanımızda yerlerinde minderleri olan ev odası gibi bir odanın önünde, cebinde şıngır şıngır sallanan anahtarlarıyla, biz derse girmeden evvel gelenleri karşılar, hatta sınıfa girmeden bazen odada bizi bir mindere oturtur, “Graziella’dan ya da Colomba’dan bir chapitre anlat” diye sözlüye çekerdi. İnsan o çocuk haliyle Soeur Myriane’in sözlüsünden bile korkmazdı. Kızması bile sevimliydi Soeur Myriane’in, “vous, les austro gottes vous!” diye koridorda bağırdığında bize olmasın diye dua ederdiniz; ama paparayı yiyen sizin sınıf da olsa, Soeur Myriane’a içerlemek olmazdı. O gidince odadaki minderlerin kalktığını ve birden evin bir odasının yüksek bir Muavin makamına dönüşmesine nasıl şaşırarak üzüldüğümü hatırlıyorum.

Soeur Myriane bir hümanistti, kalbi herkese açıktı, herhalde anlardı, Mehtap’ın dediği gibi belki tuhaf bir şekilde feministti de. Öğretmenliği empatiyle, sempatiyle sarmalayışı eğitim hayatında olanlarımızdan pek çoğumuza rol-model olmuştur.

Nur içinde yatsın.

(NDS 72) Ceyda Mengü Kozikoğlu

Gözlerim doldu, çocukluk yıllarıma geri döndüm. Ben yatılı olduğum için evden birini kaybetmiş gibiyim. Daha yeni, geçen hafta kendisini anmıştım, her zaman da anacağım, çünkü onun sayesinde bir Fransız kardeşim var benim. Bu da ne diyeceksiniz: Bizim okuduğumuz yıllarda isteyene, Fransa`dan yaz ayları için “mademoiselle” gelirdi. Bu konuyla ilgili işlemleri de Mère Myriane yapardı. İşte bize gelen mademoiselle ile o gün bu gündür hep görüşüyoruz, deyim yerindeyse kardeş olduk. Farklı kültürlerin, farklı dinlerin hep birlikte kardeş gibi yaşayabileceğini daha 12–13 yaşlarımızda bizlere öğreten bu değerli insanı kaybetmenin üzüntüsü içindeyim. “On ne commence jamais une composition avec ‘moi, je’.”

Huzur içinde uyusun.

(NDS 71) Feride Altan

”Moi, je” sanırım hiç birimiz tarafından unutulmadı. Ne yazık ki çevrede o kadar çok “moi, je” ile konuşmasına başlayan kişi var ki istesek de unutamayacağız. Sevgili okulumuz ve soeur’lerimiz ne güzel alışkanlıklar verdiler bize. O zamanlar genç ve asi yüreğimiz çoğunu kabul etmezken, sonradan sevdiklerimize ve çocuklarımıza aşıladık bu değerleri. Sevgili Sr Myriane’ ı ve o günleri mutluluk ve hüzünle anıyorum.

(NDS 75) Doç. Dr. Füsun Türkmen

Chère Soeur Myriane,
Votre départ a plongé toutes vos Violettes dans les souvenirs d’antan et aussi dans les larmes. Votre coeur si généreux, votre intelligence si fine, et votre sensibilité si profonde nous ont toutes marquées à un âge où nous découvrions le monde et la réalité. Toutes celles qui sont passées par le “carrefour” savent qu’il a compté plus que tous les cours que nous avons suivis car c’est là que nous avons appris à être nous-mêmes. Merci de nous avoir tant appris et tant donné. Vous qui êtes un ange à présent, res-terez à jamais dans nos coeurs…

(NDS 72) Prof. Dr. Nuriye Akev

Sr. Myriane nous a quittées….
Sr. Myriane… énorme, avec sa grosse voix qui pourtant était tellement douce, ses bras grands ouverts qui semblaient enlacer toutes ses petites et aussi le monde entier… Sr. Myriane qui nous attendait au “car-refour” qui était un temple de la tolérance, de la bonté, de l’amitié et du partage sans arrière pensée. Elle m’a écrit sa dernière lettre en 2007 à 92 ans, et m’a envoyé sa photo. Qu’est-ce qu’elle m’a appris? Mais tout… Toutes mes bribes de culture, mon amour pour la littérature, la mythologie, l’archéologie.

Chaque fois que je raconterai un conte mythologique dans mes cours, chaque fois que je montrerai un cite archéologique, chaque fois que j’écouterai un de mes élèves m’expliquer sa peine, je sentirai la présence réconfortante de Sr. My-riane à mes cotés. La mort est une chose normale, mais nous savons que ceux qui laissent une empreinte sur la terre sont immortels tant qu’ils continuent  à vivre dans le coeur de ceux et celles qui les ont aimés.

(NDS 64) Prof. Dr. Rengin Dramur

Vefatını biraz önce öğrendiğim Soeur Myriane gerçek bir dost, gerçek bir soeur, hümanist, candan, sevgi dolu bir insandı. Ona hep “Ma Mère”  diye hitap ederdim. İstanbul’dan hatırını sormak için her telefon edişimde pek memnun olur ve hemen tanırdı. Mekânı cennet olsun. Cennette olacağından eminim. Tüm soeur’lerin ve hepimizin başı sağ olsun.

(NDS 81) Doç. Dr. Handan Tuncel Çubuk

Sene 1974. İlk hazırlık sınıfının ilk veli toplantısı. “Kızınız bu okulu başaramayacak, kalırsa atılacak ve paranıza yazık olacak, alın fazla geç olmadan kızınızı bu okuldan” denen gözü yaşlı, ne yapacağını şaşırmış, varını yoğunu çocuklarını okutmaya adayan bir anne (annem). Ve sevgili Sr Myriane görür annemi ağlarken, sarılır sorar ne olduğunu. Annem anlatır gözyaşlarıyla. “Sen merak etme, ben yardım edeceğim ve başaracak” der.

Bunu izleyen haftalarda her çarşamba öğleden sonraları (o zamanlar çarşamba günleri yarım gündü), o üst kattaki minderli hafif loş odasında neden orada olduğunun bile farkında olmayan ürkek, şaşkın bir kız çocuğuna şefkatle, sevgiyle ve sabırla bir şeyler öğretmeye çalışan bir soeur. Eğer O ve tabii ki annem olmasaydı, bugün ben bu mail grubunda yer almayacaktım.

Nur içinde yat sevgili soeur. Sen de sağlıkla yaşa sevgili annem.

(NDS 76 ) Prof. Dr. Pınar Dönmez

Sacré- Coeur’e ilk gittiğimde orada onu anmıştım, Vitrayların fotoğrafını ya da  diapositiflerini göstermemiş miydi o “carrefour”da? O eski pikap mıydı, teyp miydi müzik çalarda “clair de lune” dinlettiğini ve arada “hop une feuille tombe et maintenant c’est la lune” diyerek müziği görselleştirmeye çalıştığını. “Si votre petit ami ouvre la porte pour vous ou tient votre manteau ne dites pas ‘boş veeeer’, mais acceptez” deyişini.. Herkese anlattığım ama adını unutmuş olduğum dersi. Ve evet, o günlerdeki haliyle; uzun boylu, iri yarı farklı ayakkabılı… hafif öne doğru eğik yürüyüşü… gülümseyişi… zor okul zamanlarındaki yumuşaklığı..

Nur içinde yatsın. Başımız sağ olsun.

(NDS 68) Sarah Gönül Coşkun

NDS’te tam yedi yıl okudum, çok değerli hocalarımız oldu. Ancak Mère Myriane yaşantımda hep farklı bir yer tuttu. Her sabah hiç üşenmeden 8.30’dan 8.50’ye kadar seçtiği bir konuyu gündeme getirir, açar, bilgi verir ve tartıştırırdı. Daha ilk gençlik çağımda Brueguel’i onunla tanıdım, Chopin’i, Liszt’i  ve daha nicelerini onunla daha çok sevdim. “Ouvrez vos horizons” derdi. Yaşama anlam katan daha güzel bir cümle olabilir mi? Bunca kız öğrenciye katkıları NDS’de hiç unutulmayacak! Mère Myriane hep sevgi ve özlemle anılacak. Zaten ölümsüzlük de bu değil mi? Işıklar içinde yatsın!

 

 

Pin It on Pinterest

Lütfen sayfayı yenileyiniz.