Katılımcısı olduğumuz TÜYAP Kitap Fuarı’nda düzenlediğimiz panelde Oya Baydar, dönüşümlü olarak bir Fransız yazara verilen NDS Edebiyat Ödülleri’nin bu romanın yazılmasında teşvik edici olacağını öne sürdü.
Nora Şeni, Timour Mouhiddine ve Enis Batur panele konuşmacı olarak katıldılar.
29. TÜYAP Kitap Fuarı’nda düzenlediğimiz “Fransız Yazarların Penceresinden İstanbul” konulu panelde, İstanbul’un yüzyıllar boyunca birçok Fransız seyyah ve yazarın ilgi odağı olmasına ve hakkında birçok kitap çıkmasına rağmen, hâlâ “gerçek” romanının yazılmadığı ve “büyük romancı” sını beklediği noktasında görüş birliği oluştu. NDS Edebiyat Ödülleri’nin tanıtımı amacıyla iki yıldan bu yana, Derneğimiz’in ve okul yönetiminin ortak girişimleriyle Türkiye’nin en prestijli kitap fuarı olan İstanbul Uluslararası TÜYAP Kitap Fuarı’na katılıyor ve bir de panel düzenliyoruz
Bu yılki panelin konusu, İstanbul’un “2010 Avrupa Kültür Başkenti” olmasından esinlenerek “Fransız Yazarların Penceresinden İstanbul” olarak belirlenmişti.
Mezunlarımızdan (NDS 59) yazar Oya Baydar yönetiminde düzenlenen panele mezunlarımızdan (NDS 66) Nora Şeni (yazar, İstanbul Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü Müdürü), Timour Mouhiddine (Actes Sud Yayınları Türkçe Kitaplar Serisi Sorumlusu) ile Enis Batur (yazar) katıldılar.
Kentin belki de en kıdemli ziyaretçileri olan Fransız seyyahların İstanbul’a akın etmesinin nedenlerini anlatan Nora Şeni, ilginç noktalara değindi: “19.yüzyılda seyyahlar İstanbul’a çeşitli nedenlerden dolayı akın ettiler.
1. Romantik bir sanat hareketi olan ve Şark’ı idealleştiren Oryantalist akımın etkisiyle, artık Batı’da bulamadıklarını iddia ettikleri “esas ışığı ve rengi” keşfetmek üzere geldiler. Nora Şeni bu konuyu daha sonra Şubat 2011 so-nunda düzenledigi Oryantalizmin Panzehiri sempozyumunda daha detaylı bir şekilde ele alacaktı.
2. Kırım Savaşı sırasında (1854-55) Karadeniz’in kuzey kıyısında olup biteni, savaş haberlerini ve kulisini İstanbul’dan izlemek üzere geldiler. Gayrimüslim mahalle olarak Pera ve Galata’nın otelsiz, kaldırımsız olduğu-nu, gece ışıklandırmasından yoksun bulunduğunu anlattılar. 20.yüzyılda İstanbul’u ziyaret eden yazarları, dönem olarak dört grupta ele alan Timour Mouhiddine şunları söyledi:
- 20. yüzyıl başında, İstanbul artık yalnızca seyyahların anlattığı bir kent olmaktan çıkıyor. Hayatının toplam üç yılını bu kentte yaşayan Loti ve onun genç izleyicisi Claude Farrère’le birlikte, İstanbul, özellikle Aziyadé ve Öldüren Adam kitaplarıyla, gözde bir roman mekanı haline geldi.
- 1930’lu yıllar, Fransız edebiyatının üst tabakasının İstanbul’dan geçtiği yıllar oldu. Paul Morand ve Simenon’un yanısıra birçok kadın yazar, Mustafa Kemal Türkiyesi’nde gelişen Türk modernitesini araştırmaya geldi. Kısa metinler ve röportaj ile roman türleri arasında yer alan çok sayıda eser yayınlandı.
- 2. Dünya Savaşı sonrası ünlü yazarların ziyaretleri sürdü. Philippe Sou-pault, Jean Cocteau, Alain Gheerbrand gibi yazarlar İstanbul’a geldiler; 19. yüzyıl seyyahlarının yarattığı beklentilere yanıt vermeyen İstanbul karşısındaki hoşnutsuzluklarını ve hayal kırıklıkları hissettiren yazılar yayınladılar.
Daha sonraları, Butor, Alain Robbe-Grillet, hatta turistik seyahat amacıyla da olsa Nathalie Sarraute gibi büyük yazarlar İstanbul’dan geçmişse de, 1980-1990 yıllarına kadar İstanbul’un anlatımında gerçek bir “boşluk” oluştu. Bu tarihten sonra ise yeni bir nesil kenti anlatmaya girişti; İstanbul’un yakın zamandaki en iyi portresini Daniel Rondeau yaptı. Mathias Enart, Daniel Boratav gibi genç romancılar ise tarihsel ya da çağdaş İstanbul’u edebi bir tema olarak kullandılar.
Timour Mouhiddine, konuşmasını “İstanbul’un büyük romanını gerçekleştirmeleri konusunda bu yeni nesil genç yazarlardan umutlu olduğunu’’ söyleyerek bitirdi.
Panelin yöneticisi yazar Oya Baydar, paneli kapatırken “İstanbul’un büyük romanı henüz yazılmamış. Kentimiz büyük Fransız romancısını bekliyor” dedi . NDS Edebiyat Ödülleri’nin dönüşümlü olarak bir Fransız yazara verildiğini hatırlatan Baydar ödülün bu konuda teşvik edici olmasını ve bu romanın yazılmasına katkıda bulunmasını diledi.