Ayşe Kaya, Notre Dame de Sion ve Boğaziçi Üniversitesi mezuniyetlerinin ardından New York’ta School of Visual Arts ve International Center of Photography’de Hikaye Fotoğrafçılığı konusunda eğitim aldı.
Türkiye’ye dönüşünün ardından Düğün ve Doğum hikayelerine yöneldi.
Bizlere lise yıllarınızdan sonra fotoğraf çekmeyi nasıl meslek haline getirdiğinizden kısaca bahsedebilir misiniz?
Fotoğrafa ve Hayat Hikayeleri’ne ilgim Boğaziçi’nde Sosyoloji okurken başladı. Hem Sosyoloji hem Fotoğraf için “yüzeyde görünenin derinde esas yatanı saklaması” diyebiliriz. Özellikle Görsel Antropoloji dersi bana ilham verdi. 2003 senesinde International Center of Photography New York’ta okumaya başladım. Yaptığım ‘Couples’ projesiyle hayat ve aşk hikayeleri çekmeye başladım. Ben hep öznellikle aşkın ve toplumun kesiştiği alanı merak ederdim.
Düğün günü bunların en açık ve içten yaşandığı anlardan biri. Dolayısıyla düğün hikayeleri benim tutku duyduğum ve çekmeden duramayacağım ilgi alanım oldu.
Notre Dame de Sion sıralarındayken sizi bu konuda destekleyen öğretmenleriniz veya arkadaşlarınız oldu mu? Notre Dame de Sion bana sabır, düzenli çalışma ve disiplini öğretti. Özelikle Matematik Hocalarıma, Mlle Renée, Soeur Monique ve Mme Silva’ya hayran olarak büyüdüm. O yıllarda ilerde ne meslek yapacağımı bilmiyordum. Tek hedefim Boğaziçi Üniversitesi’ne girmekti. NDS yıllarında, sonraki yıllarda beni fotoğrafçı olmam konusunda destekleyen “kardeşim” dediğim arkadaşlar edindim. NDS’nin hayatıma kazandırdığı en güzel şeylerden biri artık ayrılmaz birer parçam olan Arkadaşlarım. Bizim dönemlerimizde çoğu kişi Lise Yılları’nı anmak istemez. Ben hep gülerek ve hâlâ bazı detaylara şaşırarak anımsıyorum.
“Fotoğrafçılıkta ve sanatın her alanında öğrenilecekler bitmez” denir… Kariyerinizi yönlendiren fotoğraf sanatçıları oldu mu?
Nan Goldin, Francesca Woodman ve tabii ki Cindy Sherman…
Lise yıllarında nasıl bir öğrenciydiniz? Fransızcası hep ortalama, Matematik ve Edebiyat dersleri hep iyi olan bir öğrenciydim. Her sabah 5 ve aksam 5’te yüzme antrenmanlarına gittiğimden evde ders çalışmaya veya ödev yapmaya vaktim olmazdı. Dolayısıyla dersi derste öğrenir, ödevleri de arkadaşlarımdan çekerdim. Hiç ikmale kalmadım, okula hiç geç kalmadım, neredeyse hiç devamsızlık yapmadım, birkaç defa da teşekkür aldım. Böyle bir öğrenci profilindeydim. Peki hocalarım beni sever miydi? Zannetmiyorum. Kanaat notum hep zayıftı ama sınav notlarım çok iyi olduğundan sınıfları rahatça geçerdim.
Herkesin unutamadığı lise yıllarına ait anılar ve öğretmenler vardır… Peki ya sizin benzer anılarınız var mı?
Mlle Renée’nin gözünün önünde çubuk kraker yemek, Cuma günleri aktivite saatlerinde hiçbir hocanın bizi grubuna almak istememesi gibi detaylar, NDS için çılgınlıktı. Üniversite yıllarında insanların hikayelerini dinledikten sonra anladım ki biz NDS’liler çok saygılı ve hanımefendi gibi yetiştirilmişiz. Her hoca hayatıma başka şeyler kattı. Soeur Monique, doğruluk ve dürüstlüğü; Mme Nadia sevecenliği ve zekayı; Mlle Renée sağlamlığı; Madame Silva “mesafeli durarak içten ve düzgün nasıl olunur”u öğrettiler. Monsieur Yves Letournelle Fransız Edebiyatı’nı, Vicdan Hanım Türk Edebiyatı’nı sevdirdi. Kişiliğimi oluşturan parçalarda her hocanın, her dersin o kadar çok etkisi var ki sayfalarca yazabilirim.
Mezunlar Derneğimizin Nişantaşı’ndaki lokalinde bizler için düzenlediği pek çok etkinlik arasından bir tanesinde de sizin emeğiniz sonsuz… Fotoğrafçılık seminerinden bizlere kısaca söz edebilir misiniz? Katılmak isteyen mezunlarımız neler yapmalı?
Fotoğrafçılık seminerlerimiz 2 kur olarak devam ediyor. İlk kurda, teknik fotoğraf bilgisini kısa ve öz biçimde katılımcılara öğretiyorum. Çekim teknikleri, kompozisyon, değişkenler, ışık bilgisi gibi… Katılımcılar her derse fotoğraf makineleriyle gelip çekim de yapıyorlar, ödevler veriliyor.
2. Kurda ise bir hafta çekim gezisi, bir hafta değerlendirme yapıyoruz. Fotoğraf nasıl seçilir, seri nasıl tamamlanır, hikaye nasıl anlatılır gibi konulara değiniyoruz. Kompozisyon ve ışık konularını daha derinlemesine işliyoruz. Katılmak isteyenler SLR bir makine alabilirler. Ödev konusuna değinmiyorum çünkü şimdiye kadar verdiğim tüm fotoğrafçılık kurslarında ödevini bu kadar düzgün yapıp gelen tek grup NDS’liler!
İyi birer fotoğraf sanatçısı olmak isteyenler için sizden birkaç ipucu alabilir miyiz?
İlk önce bir kursa katılmalısınız. Sonrasında ise bir hocayla düzenli çalışmak, projeler yapmak gerekir. Hem fotoğraf makinenizi her zaman yanınızda taşıyın hem de sadece fotoğraf çekmek için kendinize gün ayırın. Sürekli fotoğraf bakın, sergilere gidin, sinema filmlerini bile kare kare nasıl fotoğraflardan oluştuğuna bakarak izleyin.