NDS’ liler Derneği olarak “yeni yerleri hep birlikte keşfetmek” sloganıyla başlattığımız gezilerimizde, 1 Ekim 2011 Cumartesi günü rotamızı Prens Adalarının en yeşili olarak bilinen ve ismini Yunanca bakırdan (Halki) alan Heybeliada’ ya çevirdik.
NDS mezunları, Ada’ yı keşfetmek üzere Heybeliada iskelesinde biraraya geldik. Günler öncesinden titizlikle organize edilen turda bizleri bekleyen faytonlarımıza binerek tertemiz çam havasıyla gezimize başladık.
Huzur dolu Heybeliada’ da ilk durağımız geçmişi Bizans’ a kadar dayanan Ayia manastırı (Trias Manastırı) ve özel izin alarak görülebilen Rum Ortodoks Ruhban Okulu oldu.
Güleryüzleri ve içten ikramlarıyla biz-leri karşılayan rehberlerimizden pek-çok bilgi edinip, okulun herkese açılmayan tüm bölümlerini yakından tanıma ve gezme şansını yakaladık. Bildiğimiz üzere vaktiyle Rum nüfusun başlıca dini eğitim merkezi olan Ruhban Okuluna Yunanistan’dan ve Rumlar’ ın bulunduğu her yerden din adamları eğitime gelirlerdi; 1970’ lerde yaşanan bazı siyasi anlaşmazlıklar sebebiyle eğitime ara verilmiş olsa da sınıflardaki sıraların NDS’ teki sıralarla benzerliğini görmek bizlere ayrı bir nostalji duygusu tattırdı.
Okulun ilginç ve donanımlı kütüphanesini de dolaştıktan sonra İstanbul’ un büyüleyici manzarasına karşı çamlar arasında bol bol anı resmi çektirmeyi unutmadık.
Ada’ da diğer önemli ziyaretimizi Heybeliada İsmet İnönü Evi’ ne gerçekleştirdik. Atatürk’ ün silah arkadaşı İsmet Paşa 1924 yılında geçirdiği bir rahatsızlık sebebiyle, doktorlarının önerisiyle Heybeliada’ ya yerleşerek hızla sağlığına kavuşur. İlerleyen yıllarda Heybeliada’ da geçirilen yazlar İnönü ailesi için bir gelenek haline gelir. Bugünkü müzedeki eşyalar o dönemden kalmış olup özenle korunmaktadır. Daha sonra ev, İsmet İnönü Vakfı’ na bağışlanarak, dostların da katkısıyla anıların capcanlı yaşatıldığı bir mekana dönüşmüştür. Bu özel mekan da Atatürk’ ü, İsmet İnönü’ yü ve tüm vatansever arkadaşlarını yad ederek müzeden ayrıldık.
Böylesi anlamlı ve duygulu saatlerden sonra dinlenmek ve öğle yemeğimizi yemek üzere balık lokantasında mola verdik. Çeşit çeşit lezzetli mezeler, taptaze Ada balıklarıyla donatılmış soframızda hep beraber yemek yiyip yorgunluk kahvelerimizi içerek gezimizi tamamladık.
Bu dopdolu, keyifli, neşeli gezinin ardından evlerimize dağılırken, NDS’lilerle paylaşılan her etkinliğin tartışılmaz güzelliğini bir kez daha vurgulayarak mutlu bir güne veda ettik.
Bizlere keşfetme, dünyayı, yurdumuzu, şehrimizi tanımayı öğreten okulumuzun bu geleneğini devam ettiren Derneğimize ve emeği geçen herkese tüm katılımcılarımızla teşekkürlerimizi ve sevgilerimizi sunarız.
En kısa sürede yeni keşiflerde NDS ailesiyle buluşmak ümidiyle….
(NDS 94) Nilay Kirmanlı